GDO’dan, Salmonella riskine, karışık etten son kullanım tarihlerine kadar birçok testi vatandaş ya da toplu tüketim ve satış yerlerinin de yapmasına imkan sağlayan bu teknoloji ile restoranlar, marketler ve gıda müfettişleri de anında ölçüm yapabilecek.
Geliştirilen biyosensör cihazı sayesinde özellikle et ürünleriyle ilgili tartışmaların son bulması hedefleniyor. Ürünlerin içindeki hayvan türlerini belirlemeye yarayan kitler sayesinde etin domuz, eşek, at, keçi, koyun ya da hindi mi olduğu kolayca ortaya çıkıyor. Sentromer DNA Teknolojileri Kurucusu Dr. Pınar Akalın, projenin teknik olarak başarıyla tamamlandığını ve patent başvurusunda bulunulduğunu söyledi. Yasal izinler konusunda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile irtibatta olduklarını, kitlerin yakında piyasaya sürüleceğini belirten Akalın, \”Türkiye’nin ilk geniş çapta yapay DNA üreten şirketiyiz. DNA ürünlerimize güveniyoruz. Buradaki projemizde, sentezlediğimiz DNA’ları cep telefonu büyüklüğünde bir biyosensöre yükledik. Marketten sucuk aldığınızda, bu cihaz sayesinde içinde hangi hayvan türü, hangi bakteriler olduğunu öğrenmek mümkün olacak” bilgisini verdi. Akalın sözlerine şöyle devam etti:
“İstanbul Teknik Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde kurduğumuz Sentromer DNA Teknolojileri şirketimizle sentetik DNA ürünlerinin yanı sıra genetik test kitleri geliştiriyoruz. Gıdalardaki organizmaların genlerini hedef alarak, istenmeyen gıda maddelerini ya da hastalıkların kaynağını saptıyoruz. Daha önce bu ürünleri ithal eden 500’e yakın kuruluş artık yerli malı kullanıyor. En önemli müşterilerimiz arasında üniversiteler, araştırma kurumları, hastaneler ve laboratuvarlar var.”